Abdullah Dündar' dan Anlamlı Aşk Sözleri :
Bu gün 14.02.2012 salı günü. Benim için anlamı olmayan sıradan bir gün. Kimse sanmasın ki sevdiğim insan yanımda değil diye. O benimle olsaydı, bu gün sadece farklı olarak 14 Şubat olacaktı. Ben yine kalbimin en güzel köşesini ona ayıracaktım. En güzel hediyesi gözlerine bakmam, ona en güzel hediyemse her zamanki gibi Aşk'ım olacaktı. Bir aşık, bundan başka daha ne isterdi ki? Bu gün ona her zaman yaptığım gibi yalvarıp yakarmayacak, ağlayıp sızlamayacağım.. Çünkü onun sevgilisiyle geçireceği bu gün, belkide unutamayacağı bir gün olacak.. Üzülsemde, damarlarımdaki kanın akışı duraksasada bu gün asla onu üzecek bir şey yapmayacağım.. Yani ne mesaj atacak, ne de onu düşünüp harap edeceğim kendimi.. Ne yapacağı umrumda değil. Süslenip püslenip kimse onun yanına gidecek. Umrumda değil. Bu gün, onunla alakalı hiç bir şey umrumda değil. Sadece onun için, ve çaresizce... Diğer yandan, yine bu gün bile bekleyeceğim onu. Dışardaki insanları bu gün el ele, kol kola gördüğümde aklıma gelecek belki. Oradan uzaklaştığımda ileridekileri dudak dudağa göreceğim belki. Bazılarını küçük jestler yaparken göreceğim. Gülerken. Ama üzülsem de o acıyı her zamankinden daha güçlü olarak gömeceğim… Çünkü o bunu isterdi… Ne kadar zalimce olsada… Aşığım ben… Damarlarımdaki kan bitip tükenene kadar aşık… Şimdi herkese iyi eğlenceler. Mutlu ve mesut olmanız dileklerimle…
Çok uzun süren rüyalar istiyorum... Sadece seni istediğim, bu dünyadaki aşklara benzemeyen bir aşkımız olsun, o aşkın büyüttüğü, yetiştirdiği bir de canlımız... Farklı insanlarız; dilimiz aynı belki, semtimiz, yurdumuz. Ancak biz aynı değiliz. Biz birbirimizden çok farklıyız. Ben kendimi her zaman sudan çıkmış balık gibi çırpınırken görürüm, seniyle sarayda ihtişamlı bir kraliçe gibi; saçlarını tararken ve dışarıya bakarken. Biz hep farklıydık, ama ben hep bir ortak yanımız olduğunu biliyordum. İkimiz de aşkımıza bağlıydık. Sen, sevdiğinden asla vazgeçmezdin, bende senden. Oysa ki sen de bana bağlı olsaydın, bu aşkı ölüm dahil kim bitirebilirdi ki? İşte bu yüzden ki, öyle bir rüya istiyorum. Ta derinden beni seveceğini bilmeyi ve bu sevginin asla bitmeyeceğini bilmeyi. Bu rüyanın çok uzun sürmesini istiyorum. Mümkünse ölüm ışığa uzanana kadar. Bense o zaman sana uzanabilirim... Keşke bu kocaman dünyada sadece ikimize ayıracağımız küçücük dünyayı inşa etmeyi kabul etseydin.. Şimdi bir gün geleceğini kesin bir umutla bilerek, o küçücük dünyada seni bekliyor olmazdım... Rüyamda görmek istiyorum seni.. Her gün her gece gözlerimi her kapatışımda... Ama mühim değil. Çünkü biz leyla ile mecnun değiliz.. Biz tamamen Cenette buluşan namıdeğer Sen ve Beniz... Bütün efsanelerden farklı ve güçlüyüz... Yaratıcımız bizi ayırana dek, ve ondan sonra...
Uyuz oluyorum şu hayata. Hiç bir şey yokken, bir şey oluyor ve zincirleme üstüne bin tane şey oluyor. Hani deriz ya 'her şey üst üste geliyor' diye. Asıl açılımı budur bu lafın. O an geldiğinde, hiç kimseyi dinlemez, ve hatta o kimselere kızarız 'müdahale oluyorlar' diye. Aslında o kişiler bizim iyiliğimizi ister. Ama bunu anlamayız. İşte bundan uyuz oluyorum ya şu hayata. Yaşadıkça kaşınıyorum. Kaşınıyor birileri. Kaşısan biliyorsun ki bitmeyecek. Bu yüzden salıveriyorum hep her şeyi. Yaptığım arkadaşlıklarda çoğu olumsuz sonuçlanıyor. Sevdiğim kız da zaten sadece böyle sevdiğimi sanıyor. Oysa ben o'nu divan edebiyatındaki şairlerimizin yazdığı şiirlerden bile çok seviyorum. Neden bilmiyorum. Ne buluyorsun bu kızda diyorlar. Ara sıra bende soruyorum kendime. Ne buluyorum bu kızda. Cevabını hiç bilmeyeceğim hayatımın en zor sorusudur bu benim. Artık intihar etmek bile kurtarmıycakmış gibi beni çünkü ahiret zamanında yüzünü çok görücem o'nun. Evet uyuz oluyorum hayattan. Beni barındırdığı için, beni kandırdığı için, cehennem azabını yaşattığı için, yaşamak için bir umut olmadığı halde küçücük bir ümit varmış gibi yaşamaktan uyuz kapıyorum hayata uyuz oluyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder